EINZ A GROUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI SALİH SÖNMEZ “TÜRKİYE’YE YENİ BİR YAPILAŞMA MODELİNİ GETİRİYORUZ”

20 yıldır Almanya’nın Hannover kentinde yaşayan ve 16 yıl önce EINZ A GROUP şirketini kurarak inşaat alanıyla başlayan ve her geçen gün başarısını zirveye taşıyarak emlak, lojistik,  İthalat-İhracat ve proje üretimi yapan EINZ A GROUP Yönetim Kurulu Başkanı iş insanı Salih Sönmez, Avrupa’nın bir çok yerinde yatırım yaparak sayısız projelere imza atıyor. İnşaat yapılaşması alanında Avrupa ve Türkiye arasında en önemli farkın kalite ve işçilik olduğunu belirten Sönmez, Avrupa’daki yapıların 100 ile 400 yıl ayakta kaldığını, ancak Türkiye’de kentsel dönüşüme getirilen yapıların en yaşlısının ise en fazla 15 ile  20 arası olduğunu çarpıcı bir şekilde dile getiriyor. EINZ A GROUP yapılaşmasına İstanbul – İzmir – Bodrum’dan başlayarak emin adımlarla Türkiye geneline yaymak istediklerini ve çalışmaların başladığını da söyleyen Salih Sönmez, Türkiye’ ye yeni bir kentsel yapılaşma modelini getireceklerini söyledi.

Salih bey öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Merhabalar. Ben 39 yaşındayım ve yaklaşık 18 senedir Almanya’da yaşıyorum. İlk zamanlar kültür farklılığı yüzünden zorluk çeksem de buradaki yaşam şekli ve kültürüne adapte olmaya çalıştım zamanla. Ve doğrusu eğer Almanya’da doğup büyümediyseniz iş dışında yapacak pek bir şeyiniz de olmuyor her ne kadar ayak uydurmaya çalışsanız da. Bu en azından benim için böyle oldu. Şu anki adı  EINZ A GROUP olan SÖNMEZ BAU & IMMOBILIEN GROUP‘u  kurdum ve daha sonra danışmanların tavsiyesi ve markalaşma düşüncesiyle EINZ A GROUP diye değiştirme gereği duydum.

EINZ A GROUP şirketinizin kuruluş hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?

İlk projelerimiz başka şirketlerle ortak olsa da daha sonra tek başımıza projeler tasarlayıp yeni modeller üreterek kendimizi alanımızda ön planda tutmaya çalıştık. Zamanla  şirketimiz bünyesinde farklı alanlar, yeni iş kolları oluşturma gereği duyduk. Buna da ihtiyaç duyduğumuz alanlarda daha kaliteli daha güvenli ve istikrarlı bir iş hayatı oluşturabileceğimizi düşünerek karar verdik.

Aslında komple bir paket sunan başarılı bir markasınız. Bu sistemden bahseder misiniz?

Bizim açımızdan böyle olması daha sağlıklıydı. Bir önceki sorunuza cevap verirken de bahsettiğim gibi bir işin bütün kısımlarını aynı çatı altında yapmanız, her alana hakim olmanız ve kontrolü elinizde tutmanız o işi her yönüyle başarılı bir sonuç elde etmenize etki eden önemli faktörlerdir.  Çizim, tasarım, yönetim mühendislik, işçilik, dekor ve hayata geçirmede ki kısımlar hepsi iç içe bir arada. Böyle olduğu zaman hata yapma riskini yok seviyesine indirmiş oluyorsunuz.

Avrupa’da bulunan yeni binalar ile Türkiye’de bulunan binalar arasındaki farklılıklar hakkında neler söylemek istersiniz?

Avrupa’daki ve Türkiye’deki binaların arasındaki önemli farkın iş ciddiyeti ve işçilik olduğunu düşünüyorum. Mesela Avrupa’da herhangi bir meslek dalından bir çalışanın bir haftada içerisinde (40 saatte) yaptığı işçiliği “Türkiye’deki aynı alanda iş yapan kişi bunu bir günde (5-6 saatte) bitirmek için canını dişine katıyor ve işin maalesef kötü tarafı bununla övünülüyor hem işçi, hem işveren tarafından. (çok hızlı çalışılıyor diye) Alman isçinin bir haftada özenle defalarca kontrol ettikten sonra yavaş ve emin bir şekilde yaptığı işçilikbugün 100 yıla kadar gidebiliyorken Türkiye’deki ömrü maalesef en fazla 15-25 yıldır: Buna Türkiye’deki yapıların  15-25 senede bir kentsel dönüşüme girmek zorunda kalmasını örnek gösterebiliriz.

Türkiye’deki kentsel dönüşüm projeleri hakkında düşünceleriniz nedir?

Avrupa’da çok az yeni yapılar yapılıyor. Türkiye’ye oranla yüzde 5’lerde diyebilirim. O da ihtiyaçtan dolayı yapılan yapılardır.  Kentsel dönüşüme rastlayamazsınız, Avrupa’daki yapıların yaşları 100-400 arasında değişebiliyorken bu gün Türkiye’de kentsel dönüşüm mecburiyeti getirilen yapıların en yaşlısı 20-25 tir.  Düşünün 25 yılda bir ülke olarak yenilenmek zorunda kalan binalar, evler vs. ve o ülke halkının cebinden çıkan paranın çöpe atılması ve bunun da ülke ekonomisine olan olumsuz etkisi, yaşam şartlarının daha da kötüleşmesine  olan etkisi… Kaliteli işçilik her alanda olduğu gibi inşaat alanında da ülke ekonomisine etkisi büyüktür. Bunu düşünebildiğimiz zaman ülke olarak daha fazla kazanmaya başlayabiliriz diye düşünüyorum.

Sizin projeleriniz, tamamen anahtar teslim olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de de yatırıma ve proje çalışmalarına yer vereceksiniz. Peki, neden Türkiye?

Avrupa’da inşaat alanında bir çok projede yer alan bir şirket olarak Türkiye’de kendi tasarlayacağımız yeni yapı modellerini  hayata geçirmek istiyoruz. Türkiye’de Avrupa standartlarında yapılar yapma hayali hep vardı ama kısmet bu güneymiş.

Avrupa’daki projelerinizle birlikte Türkiye’ye aynı sistemi getirmeyi planlıyor musunuz? Şirket olarak ülkemizde ne gibi projelere imza atacaksınız?

Çalışmalarımızda Avrupa’daki sistemi, isçiliği ve kaliteyi getirmek istiyoruz. Projelerimiz, modern yapılaşma, tasarım ve görüntüsü ile kendisini ön planda tutan, insanların yaşam alanlarının olduğu, nefes alabileceği, spor aktivite gibi bir çok şey barındıran daha çok USA ve Avrupa modelini esas alacak.

Ne gibi projelere imza atacaksınız sorunuza gelince..

Başka ülkelerde yaşayan ve Almanya’da yatırım yapmak isteyen müşterilerimize sunduğumuz projeler dışında kendimize özel hazırladığımız projeler var.  Bunlar otel, villa, mini kent, yeni fabrika modelleri gibi benzeri gibi projelerdir. Hepsini bir anda hayata geçirmesek de, hazırladığımız bir plan cetvelimiz var ve bu plana göre hareket edeceğiz.  Kentsel dönüşümde de dünya genelinde kendisini ispatlamış ve eşsiz bir marka haline gelen alman işçiliği yani “MADE IN GERMANY” kalitesini benimsemiş EINZ A GROUP olarak gelen tekliflere göre  İstanbul-İzmir-Bodrum’dan başlayarak emin adımlarla Türkiye geneline yaymak istiyoruz.

Avrupa’da birçok şirketle ortak projeleriniz oldu. Türkiye’de de böyle bir çalışma sistemine girmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye’de şu ana kadar başlangıç için seçtiğimiz İstanbul, İzmir ve Bodrum’dan kat karşılığı arsalar, Otel, Villa projeleri ve yatırımcı olmak isteyen kişiler ve şirketlerden teklifler var. Bu teklifleri şuan değerlendirme aşamasındayız.

İmzasını attığınız yapılarınızın sağlamlığı ve güvencesi hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu işi tabii ki herkes ticaret amaçlı yapıyor. Ama kısa vadede çok para kazanmak çoğu şirketin tek düşüncesi olduğu için kaliteli işten ziyade daha kısa zamanda istedikleri hedefe ulaşmayı hayal ediyorlar ki bu onlar için kısa vadede kazançtan ziyade bir yok oluş, ev sahipleri için de hayal kırıklıklarına sebep olabiliyor.  Oysa kaliteyi ve güvenirliği esas aldığınızda kısa vadede olmasa da zamanla tercih edilen ve güvenilen  bir marka haline dönüşebilirsiniz. Bu da hem kısa vadede hayal ettiğiniz kazanca biraz daha uzun bir yoldan olsa da ulaşmanıza, hem de marka haline gelip daha da büyümenize olanak sağlar. Bizim hedefimiz de Türkiye de EINZ A GROUP modelini vazgeçilmezi kılmak.

Ülkemizde büyük kentlerde herkesin şikayet ettiği trafik sorunu var. İstanbul’da gerçekleştireceğiniz projeler trafiği olumlu anlamda rahatlatacak mı?

Trafik, şehrin boğucu ve sığ yapılaşması, şehrin yasam alanından ziyade bir kaos alanına dönüşmesine en büyük etkiyi yapan faktörlerden bir tanesidir. Bunun sebebi çalışma ve yaşam alanlarının iç içe olmasıdır. Buna üzerinde  çalıştığımız ‘Mini Kent’ modeli, yani boğucu ve tamamen şehrin içine sıkıştırılmış yapılardan uzak, çalışma alanları yaşam alanları, spor alanları gösteri ve aktivite alanları gibi benim dışarıdan ve birbirinden bağımsız koloniler diye adlandırdığım bir model ve bu model ile bu soruna az da olsa bir fayda sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Yoksa ne yaparsanız yapın İstanbul gibi 16-20 milyon insanı içinde bulunduran bir şehrin yüzölçümü ve kemikleşmiş bir yerleşim şekli ile bu alt yapı, çevre yolu, tren, feribot, Marmaray ile fark etmez milyonlarca insanın her sabah ya da her akşam aynı anda ve aynı yöne gitmesini kolaylaştıracak bir çare olmayacaktır.  Çünkü nerden dolanırsa dolansın aynı noktada yani şehir merkezinde toplanacaktır bu insanlar. En azından bu İstanbul’un şuan ki yapılaşma şekli ile mümkün olmadığını düşünüyorum.

Türkiye’de ilk olarak İstanbul’da mı projeleriniz gerçekleşecek? Diğer illerde de çalışmalarınız olacak mı?

Evet, ilk etapta İstanbul ve Bodrum’da projeleri hayata geçireceğiz. Bize şu ana kadar gelen ve gelecek olan teklifleri arsaların lokasyonu, ulaşım, yaşam kalitesi açısından önemini değerlendirdikten sonra karara varacağız.  Konuşmamızın başında da söylediğim gibi başarıya ulaşmak için çok yönlü düşünüp hareket etmek gerekiyor. Bu hayatın her alanında böyle. Sadece bizim yapılarımız kalitelidir demekle hal olacak bir şey değil.

İnşaat projelerinize ortak yatırımcı alıyor musunuz?

Duruma göre değişiyor. Projemize uygun olan arsalar  oluyor ve sahipleri satmaktan ziyade arsa karşılığında pay sahibi olmak isteyebiliyorlar.  Bu gibi durumlarda bize sunulan teklif bize uyuyorsa ortak bir proje olabiliyor. Ya da projelerimize yatırımcı olarak girmek isteyen şirketler veya şahıslar oluyor Karşılıklı uygun olan şartlar oluşursa yapıyoruz.

EINZ A GROUP Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sönmez, Türkiye’de kuracağı ‘Vakıf’ çalışmaları hakkındaki projelerin yer alacağı röportaj Eylül sayısında Belle Mag dergisinde.