EMİRE CANTÜK EREN: “HER PROJEDE YER ALMAK BENİM İÇİN YAŞAMA OLAN BORCUMU ÖDEMEK GİBİ”

Türkiye’nin en ünlü kadın ralli pilotlarından olan Emire Cantürk Eren, pistlerde daha çok kadın görmek istediğini söylüyor. Futbol ve basketbola olan tutkusuyla da tanınan Eren’in en büyük hedefi ise Bursaspor’un ilk kadın başkanı olmak…

Bursa iş, cemiyet, spor hayatının tanınmış ve renkli isimlerinden biri  Emire Cantürk Eren. Ralli sporunun efsane pilotu  Ercan Kazaz’ın yetiştirip pistlere kazandırdığı Eren, bir çok erkeğin cesaret bile edemeyeceği işlerin altından başarıyla kalkıyor. Sıkı bir ralli pilotu olan Eren, hemcinslerini pistlerde daha çok görmek istediğini söylerken; “Kadın eli değmeyen bir iş güzel olmuyor. Yarışmak isteyen tüm kadınları etaplara bekliyorum. Parkurlarda kadın pilotları gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum” diyor. Koyu bir Bursaspor taraftarı da olan Emire Hanım’ın en büyük ideali ise bir gün kulübün başına geçip şehrine ikinci şampiyonluğu yaşatmak.

 

Emire Hanım öncelikle Nisan sayımızdaki röportajımızda yer aldığınız için teşekkür ederiz. Sizleri yakından tanıyoruz ancak okuyucularımız için kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Nisan sayınızda bana da yer verdiğiniz için öncelikle ben teşekkür ederim. Başarılı yayıncılığınızın daha nice seneler devam etmesini dilerim. 07 Nisan doğumluyum, tipik bir koç burcu kadınıyım. Bu vesile ile bu sayınızda yer almak benim için ayrıca bir anlamlı oldu. Liderlik, başarıya düşkünlük, mücadeleci ruh burcumun özellikleri ve ben bunların hepsini taşıdığımı düşünüyorum. Hem yarış hayatımda hem iş hayatımda hem de özel yaşantımda koç burcu olmam ön plana çıkıyor. Hayatı dolu dolu yaşamaya çalışıyorum, kendimi hırslı ve de azimli olarak görüyorum.

İş dünyası, spor ve dernek çalışmalarında çok aktif bir isimsiniz. İş hayatınız hakkında bizlere neler söylemek istersiniz?

Emniyetten emekli bir babanın dört çocuğundan en küçüğüyüm. Üç tane abim var… İkisi ile birlikte ailemize ait şirketimizde yönetici olarak çalışıyorum. Çalışmakta olduğumuz şirketimiz 1978 yılında Bursa ve çevresindeki diş hekimlerinin ve teknisyenlerinin cihaz ve sarf malzeme ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile babam Metin CANTÜRK tarafından kuruldu. Bende aile şirketimizde Finansman Müdürü ve İhale Departman Sorumlusu olarak çalışmaya devam ediyorum. Bu kadar çok STK’da görev alınca işlerde aksama oluyor mu? Bu soruya gönül rahatlığı ile “Hayır” diyebilirim. Çünkü yıllardır aynı güvenilir ekiple çalışıyorum. Biz bir zincirin halkaları gibiyiz onlarla, benim ihtiyacım olduğu noktada arkamda güçlü ve güvenilir bir ekip olduğunu biliyorum. Bu vesile ile de buradan tüm ekibimize bana gösterdikleri anlayış ve destek için teşekkür ediyorum. Çalışmayı da ekibimi de çok seviyorum.

Birçok dernek ve sosyal yardım projelerinde yer aldınız ve hala alıyorsunuz. Projelerde yer alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Birçok STK da gönüllü olarak çalışıyorum. Kâr amacı gütmeyen, belirli bir amaç doğrultusunda bir araya gelmiş, yaşayan her türe saygılı, koruyan, kollayan, kucaklayan, barışçıl, bir o kadar olumsuz duygulardan sıyrılmış, yardım ve destek odaklı her projede yer almak benim için yaşama olan borcumu ödemek gibi…. Ancak burada ki başlıca kriterim bulunduğum noktanın kişiliğim ve duruşumla örtüşür yapısı… Aksi bir karede kendimi konumlandırmam mümkün değil.

Ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Ülkemizde maalesef ki gereğinden fazla STK olduğunu düşünüyorum. Birleşmeyi, birlikte çalışmayı, bir bütünün parçası olmayı ülke olarak beceremiyoruz sanıyorum. Tabi ki onca STK arasında aldığı bayrağı layıkıyla taşımaya çalışan, çok iyi hizmet eden STK’lar da var. Bende bana uygun olduğunu düşündüğüm STK’lar da yer almaktan ve oradaki projelerde görev almaktan, çalışmaktan mutluluk duyuyorum. Hayatta her şeyi başarabilirsiniz, ama bir başkasının yaşamına dokunamıyorsanız, gönül doygunluğunuz yoksa ne kazandığınızın ne de elde ettiğiniz başarının hiçbir önemi olmuyor. O yüzden başkalarının da yaşamlarına dokunmaya çalışıyorum. Sağduyulu, özverili, hizmetten kaçmayan kişilerin de sivil toplum kuruluşlarına üye olmasının önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü her zaman denildiği gibi; Hayat paylaşınca güzel…

Ralli sporu denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisiniz. Ralli sporuna nasıl başladınız?

Çok teşekkür ederim, siz beni sevdiğiniz için aklınıza bence ben geliyorum. 🙂 2005 yılında Opel Astra bir araçla başlayan motor sporları hayatım on beş yıldır devam ediyor. Motor sporları tutkusu sonradan kazanılacak bir tutku değil. Temel eğitim önemli. Çocukluk yıllarından itibaren motor sporlarına uygun disiplinle yetiştirilmeli ve eğitim almalısınız. Maalesef ben şanslı çocuklardan değildim. Bizim camiada kullanılan tabirle, geç yeteneğim… Motor sporlarıyla tanışmam 2005 yılındaki Yeşil Bursa Rallisi’ne co-pilot olarak katılmamla gerçekleşti. 2011’de de Türkiye’de ve Balkanlar’da defalarca şampiyonluğa ulaşmış Ercan Kazaz’ın sağ koltuğuna transfer oldum. Hayatım boyunca hep ekstrem işleri seven biri olmuşumdur. İyi bir Formula 1 izleyicisiyimdir. Çocukluk yıllarımda dahi hız tutkusu ve motor sporlarına ilgim vardı ve yarış otomobilleri hep ilgimi çekti…  Ama içinde olmak başka bir duygu.

Halk arasında yapmış olduğunuz ralli sporu her zaman tehlikeli olarak bilinir. Sizin bu konu hakkındaki düşünceniz nedir?

Geçmişte otomobil güvenliğinin az olduğundan söz edebilirdik ancak günümüzde gelişen teknolojiyle daha güvenli ve konforlu otomobiller üretilmekte. Dışarıdan korkutucu olarak görünen bu spor doğru alt yapı ve teknik bilgi ile aslında çoğu spordan daha da güvenli bir platformdur. Motor sporları gerekli önlemler alınmazsa tehlikelidir!

Bugüne dek birçok ralli sporunda co-pilotluk yaptınız ve çok sayıda ödülleriniz var. Başarınızdaki sırrınızı neye bağlıyorsunuz?

Ralli bir takım işi! Siz, pilotunuz ve teknik ekibiniz, dolayısıyla otomobiliz iyiyse başarı geliyor. Hiçbir başarı tesadüf değildir. Başarının hedef koymak, çok çalışmak ve çok istemekten geçtiğini inanıyorum. Ben aynı zamanda çok şanslı copilotlardandım… Başarımın mimarı sevgili pilotum Ercan Kazaz’dır. Buradan kendisine sevgilerimi iletmek isterim iyi ki yolumuz kesişmiş kendisinden çok şey öğrendim.

Bir kadın olarak ralli sporu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Kadın eli değmeyen bir iş güzel olmuyor. Yarışmak isteyen tüm kadınları etaplara bekliyorum. Parkurlarda kadın pilotları gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum. İlk bakışta erkek sporu gibi görünse de çok başarılı kadın pilotlar var. Bu sporu yapmak isteyen kadınlar bu işi ciddiye almalılar. Motor sporları demek hızlı araba kullanmak anlamına gelmez. Bu işin heyecanını görmek için kadın pilot adaylarını etaplara ve servis alanlarına bekliyoruz.

Spor ilginizin arasında futbol müsabakaları ve futbol kulüpleriyle yakından ilgileniyorsunuz. Futbola bakış açınız nedir?

Oldum olası futbol ve basketbola ilgi duymuşumdur. İlgilendiğim her konuda; kuralları bilmek ve işin bir parçası olmak isterim. Bunun içinde üniversite yıllarında açılmış olan kurslara katıldım ve iki branşta geçmiş yıllarda hakemliğim var. Hatta Bursa’da iki ayrı branşta hakemlik yapan tek kişiyim. Çok başarılı ve gelecek vaat eden hakem olduğum söylenirdi ancak annemin vefatı ile artan iş yoğunluğum dolayısıyla devam edemedim. Eşim benimle maç izlemenin keyifli olduğunu söylerler J Bizim evde planlarlar; Bursaspor’un maçlarına göre yapılır.

Size Bursaspor desek neler söylemek istersiniz?

Bursaspor ne sonuç alırsa alsın bizim takımımıza olan sevgimizde asla bir azalma olmaz. Yarıştığım dönemde de büyük bir gurur ile formamı giydim, takımımın amblemini aracımda taşıdım. Evet, birkaç sezondur hayal kırıklığı yaşıyoruz fakat Bursaspor bizim için yaşamın bir parçası. Şimdi başarısız gibi görünsek de umudumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Bu yıldan gerekli dersler çıkartılırsa Bursaspor yine zirve takımı olur. Ama öncelikle herkesin birbiriyle barışık olması gerekli. Kavgayla, hakaretle, yasaklamalarla bir yere varılamaz.

Günümüz futbolunda kadın kulüp başkanı var. Siz de Bursaspor kulübüne başkan olmayı düşünüyor musunuz?

Bunu çeşitli platformlarda birçok kez dile getirmiştim şimdi size tekrarlamış olayım; Bir gün kısmet olursa Bursaspor’a başkan olmak istiyorum.

İş hayatınız ve sosyal proje çalışmalarınız nedeniyle çok yoğun bir isimsiniz. Eşiniz bu duruma ne diyor?

Her konuda olduğu gibi iş ve sosyal proje çalışmalarımda en büyük destekçim eşim ve çocuklarım. Başarılı olmak istiyorsanız mutlaka ailenizin size destek vermesi ve anlayışlı olması gerekiyor. Başarının ve huzurun temeli bence bu. Anlayışı, sevgisi, desteği için canım kocama sizlerin aracılığı ile de bir kez daha teşekkür ederim.

Kendinizi 3 kelimeyle nasıl tanımlarsınız?

Hırslı, azimli, çalışkan 🙂

Olumlu ya da olumsuz anlamda kendinizi hiç eleştirdiğiniz oluyor mu? Olumlu olumsuz eleştirileriniz genelde hangi konuda olur?

Herkes gibi ara ara bende kendimi dinliyorum. Süzgeçten geçirdiğim anlar tabi ki oluyor. İnsan ilişkilerim, verdiğim değerin hak edilişi, bazen karşılığını görememem gibi konularda sanıyorum daha çok eleştiriyorum kendimi…

Emire Cantürk Eren modayı takip eder mi yoksa kendi tarzını yaratmayı mı tercih eder?

Modayı tabi ki takip ediyorum ama kendime has bir tarzım olduğunu düşünüyorum.

Elinizi nereye atsanız orada büyük başarı sağlıyorsunuz. Peki; son olarak yeni projeleriniz ya da planladığınız bir çalışmanız olacak mı?

Çok teşekkür ederim, anladım ki siz beni gerçekten seviyorsunuz 🙂 Ne mutlu bana… Sanırım çok çalışmak ve çok sevilmek başarının en büyük sırrı. En kısa sürede yeni projelerde görüşmek üzere… Ne kadar çok teşekkür etmem gereken kişiler varmış sayenizde bir kerede buradan edebildim. Bu üçüncü röportajımız oldu. Umuyorum ki daha nice sayılarınızda buluşuruz. Başarılarınız daim olsun…

 

TEILEN