Gitarist bir baba ve piyanist bir hala sayesinde çok küçük yaşlarda piyano ile tanışan Simla Somuncu, adeta klasik müziklerin çalındığı bir ailenin içinde büyüdü. Daha çok küçük yaşlarda halasının dikkat çekmesiyle müzisyenlik hayatına atılan Somuncu, daha 4 yaşındayken Rus profesör bir müzisyenden piyano dersleri almaya başladı. Rus müzisyenden eğitim almasıyla müzik hayatının ilk adımını atan Simla Hanım, müzik hayatı boyunca her zaman Fazıl Say’ı örnek aldığını belirtiyor. Yıllar geçtikçe parmaklarıyla piyanonun tuşlarında profesyonelliğini sürdüren Simla Somuncu, şimdilerde ise çok küçük yaşlarda müzik eğitimi almak isteyen çocuklara ders vererek onları geleceğin müzisyenleri yapmak için çalışıyor. Müzik alanında çok daha fazla geniş kitleye hitap etmek istediğini de sözlerine ekleyen Simla Hanım’ın en büyük hayali ise Fazıl Say ile birlikte aynı sahnede yer almak ve yurt dışında bir eseri Viyana Filarmoni Orkestrasıyla birlikte çalmak olduğunu söylüyor.
Simla Hanım merhaba. Aslında sizi tanıyoruz ama okuyucularımız için kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Merhabalar, ben Simla Somuncu. 26 Ekim 1986 İstanbul doğumluyum ve ailemin tek çocuğuyum. Şuan nişanlıyım ve yakında evleneceğim. Haliç Üniversitesi konservatuar bölümü mezunuyum. Sanat ve modayla iç içe olmayı seven aktif yapıya sahip ve çalışmayı çok seven bir müzisyenim.
Piyano ile tanışma hikayeniz nasıl oldu?
Piyanoyla tanışmam çok küçük yaslarda başladı diyebilirim. Çünkü gitarist bir babaya ve piyanist bir halaya sahiptim ve klasik müziklerin çalındığı sanata önem veren bir aile içerisinde büyüdüm. Hatta şöyle küçük bir anımı sizlerle paylaşmak isterim; Rahmetli halamın kendisi için çok özel olan ve kimselere dokundurmadığı bir piyanosu varmış ama sadece ben gider kendi kendime bir şeyler çalarmışım. Bunu fark eden halam “İlerde bu kız piyanist olacak göreceksiniz” dermiş. O günlerden beri piyano hayatimin bir parçası oldu.
Piyanoyu niye sevdiniz, ailenizde daha önce piyano kullanan var mıydı?
Bir önceki soruda da bahsettiğim gibi, müzisyen bir aile içerisinde büyüyen bir çocuktum. O günlerden başlayarak verdikleri destek ve bendeki yeteneği keşfetmeleri sonucunda, doğru yönlendirmeleriyle bu günlere geldiğimi düşünüyorum
Piyano eğitimin nasıl başladı, ilk kez tuşlara dokunduğunuzda ne düşündünüz?
İlk olarak 4 yaşındayken Rus bir profesör öğretmenden ders alarak başladım. İlkokul, ortaokul ve liseyi güzel sanatlar bölümünde okudum ama uzun yıllar da özel ders eğitimine devam ettim. Daha sonra ise üniversitede konservatuar piyano bölümünü bitirdim.
İlk özel dersimde aklımda kalan his, piyanonun tuşlarına dokunduğumda çıkan seslerin bana heyecan ve huzur verdiğidir. O günden beri heyecanımda hiçbir zaman bitmedi.
Genç kuşak piyanistler arasında yer alıyorsunuz, kendinize örnek aldığınız bir isim var mı?
Ülkemizi, dünyada bu alanda en iyi şekilde temsil ettiğini düşündüğüm Fazıl Say her zaman benim için en iyi örnektir.
Piyano dersleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Öncelikle piyano öğrenmenin bir yaşı olmadığı için her yaş grubuna özel dersler vermekteyim. Ailelerinin doğru yönlendirmeleriyle henüz ilkokul cağına bile gelmeden 4 yada 5 yaşında bile piyano dersine başlayan öğrencilerim var. Temel eğitimlerini alan öğrencilerimle ise konservatuara giriş sınavlarına hazırlanıyoruz. Hedefleri yurtdışı olan öğrencilerimle ise İngiltere’nin Royal Academy Of Music sınavlarına hazırlanıyoruz.
Hobi olarak çalmak isteyenlerle de temel eğitimi aldıktan sonra sevdikleri türden parçalar çalarak derslerimize devam ediyoruz.
Bütün bir yıl çalışmanın karşılığı olarak da sene sonlarında özel ders verdiğim öğrencilerimin yeteneklerinin aileleriyle paylaşılması amacıyla küçük çaplı piyano resitalleri düzenliyoruz.
Müzik alanında hedefleriniz nelerdir?
Daha geniş bir kitleye hitap edebilmek, klasik müziği ,piyanoyu daha da sevdirmek ve öğrencilerimi bir çatı altında toplayabilmek amacıyla kendime bir piyano atölyesi açmak her zaman benim için güzel bir hayal olmuştur.
Hayatınızda piyano olmasaydı şimdi kendinizi nerde görürdünüz?
Sanatın yanında modayla da çok yakından ilgileniyorum. Örneğin Avrupa’daki önemli modacıların defilelerini ve son trendleri kaçırmadan takip ederim.Piyano ile tanışmasaydım şuan modanın içinde yer alıyor olurdum diye tahmin ediyorum.
Piyano ile en büyük hayaliniz nedir?
Türkiye’deki en büyük hayalim idol olarak gördüğüm Fazıl Say ile birlikte bir gün ayni sahnede yer almak. Yurtdışında ise bir eseri Viyana Filarmoni Orkestrasıyla beraber çalmaktır.
Son olarak piyano eğitimi almak isteyenler hakkında ne gibi önerileriniz olacak?
Yapılan araştırmalarda küçük yastan itibaren herhangi bir müzik aleti çalan çocukların bir çok kişiye göre daha başarılı oldukları kanıtlanmıştır. Buna göre çocukların bedensel ruhsal ve beyin gücünü en iyi şekilde geliştiren tekniklerden biri de piyano eğitimidir. Bu sebeple en büyük görev ailelere düşmektedir. Çocuklarının erken yaşta yeteneğini ve müziğe olan ilgilerini fark edip ilk adım atmalarında onlara sonsuz destek olmaları gerekmektedir.
: