Figen hanım bu özel röportajımızda yer aldığınız için teşekkür ederiz. Eşiniz Fatih bey ile nasıl tanıştınız?
Oturduğumuz evin yanında Fatih’in mağazası vardı. Komşuyduk. O şekilde tanıştık. Birbirimizi sevdik ve kısa bir sürede evlenme kararı aldık.
Evlilik teklifini nasıl adınız bize kısaca anlatır mısınız?
Bizim zamanımızda simdi gençlerin hazırladığı gibi romantik evlenme teklifleri olmuyordu. Biz birbirimizle hemen evlenme kararı aldık.
Peki, ilk sevgililer günü kutlamanız nasıl geçti?
80’li yıllarda sevgililer günü diye bir şey yoktu ki. Sonraki yıllarda 14 Şubat bizde de kutlanmaya başladı. Bizim gemi ile Amerika seyahatimiz olmuştu. Ben ilk defa 14 Şubat Sevgililer Günü kutlamasını orda gördüm.
Sevgililer gününde aldığınız hediye ne oldu?
Fatih ile ben birbirimize hediye almayız. Ama eşim bana hep çiçek göndermiştir.
Sizin eşinize aldığınız hediye ne oldu?
Dediğim gibi biz sadece özel günlerimizde hediye alırız. Evlilik, yıl dönümü ve doğum günümüzde.
Eşiniz ile her anınız tabiî ki çok önemlidir. Ancak biz unutamadığınız bir anınızı anlatmanızı istesek ne anlatırdınız?
İnsanın eşiyle geçirdiği her an çok keyiflidir. Az önce de söylediğim gibi gemide yasadığımız 14 Şubat Sevgililer Günü bizim için unutulmazdı. Hatta son senelerde bir gurup arkadaşlarımızla her yıl görmediğimiz bir yere seyahat ediyoruz ve orada kutluyoruz.
Aşk mı yoksa sevgimi önemli sizin için?
Benim için sevgi önemli. Aşk bir süre sonra bitiyor maalesef.
Çok mutlu bir yuvanız var. Mutlu bir yuva ve eş olmanın sırrı nedir?
Eşlerin birbirine sevgisi ve saygısını kaybetmemek için her zaman anlayışlı olması gerekir. Bizim 38 senedir yüksek sesle kavgamız olmamıştır. Ben haklıysam o susar, o haklıysa ben susarım.
Yeni evlenecek olanlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Ben her zaman gençlere şunu söylemişimdir. Aşk gelip geçer. Aynı çatı altında yaşamaya başladığında birbirinize olan saygınızı kaybetmeyin derim. Her iki tarafta birbirlerine her konuda yardımcı olmalıdır derim.