Eda hanım öncelikle “Kadınlar Günü” röportajımızda yer aldığınız için teşekkür ederiz. Sizin için bu özel günün anlamı nedir?
Aslında Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak bilinse de artık günümüzde anlamı biraz daha genişletildi. Sadece aktif olarak iş hayatında olan kadınlar değil, bütün kadınlar için kullanılan bir gün oldu. Ve olması gereken de bu bence. Kadınlar genel olarak maalesef ki ezilmiş durumda. Bazı hakları varmış gibi bilinse de çoğu toplumda sözleri daha geçmiyor. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, o ülkedeki kadın haklarının düzelmesi, kadının iş hayatındaki yeri ve toplum içerisindeki söz almasıyla bence eş değer. Kalıcı bir artışın sağlanmayışının en büyük sebebi ise bence kadının üzerine verilmiş birçok sorumluluk var. Ev işleri ve çocuk bakımı gibi konuların aile bireyleri arasında adil bir şekilde dağılımını sağlayarak bir kadın annelik ve iş hayatı arasında seçim yapmak zorunda bırakılmamalı. Yani her durumda karar bireye kalmalı. Mecburiyetten çıkmalı. Çünkü saygı çok önemli.
Peki günümüzde “8 Mart” bugün doğru anlaşılıyor mu? Bir çok kadının bu günü yeterince doğru anladığını düşünüyor musunuz?
8 Mart bence biz kadın haklarımızın ve bazı noktalarda eşit olmamız gerekliliğini bize tüm topluluklara her sene bir gün bile olsa hatırlatıyor. Neredeyiz ve ne kadar yol aldığımızı tüm dünyaya sunduğumuz bir tarih.
Son yıllardaki önlenemeyen kadına şiddet olayları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunun önüne nasıl geçilebilir?
Ülkemizde kadına şiddet ve bu bitmek bilmeyen cinayetlerinin önlenememesi, çok ciddi ve herkesi endişe edici bir durum. Her türlü şiddet artışının sebebi yasaların ve cezaların yetersizliğinden kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Tamamen eğitimsizlikten ileri geldiğini düşünüyorum.
Kadınların zor durumda kalmalarının nedenini neye bağlıyorsunuz?
Kadınlarımıza yapılan ayrımcılı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmeli. Kadının sadece ailenin bir üyesi değil de özgür bir birey olarak kabul etmeliyiz.
Geçmişe nazaran biraz artış olsa da iş ve politika hayatında kadın sayısı yine az. Bunun nedenini neye bağlıyorsunuz?
Biz kadınlar gücümüzü farkedelim. Birbirimizle uğraşmayı bırakalım. Bu dünya kocaman ve hepimize yeter. Geleceğimiz için, çocuklarımıza daha özgür , yaşanabilen, daha saygılı, sevgi dolu bir dünya bırakmak için çabalayalım. Biz istersek her şey olur. Sadece kendimize güvenelim.
Size göre kadınların iş hayatında güçlenmesi kadın-erkek ilişkilerinde dengeyi bozar mı?
Biz kadın bireyler siyasal, ekonomik olarak eşit yer almalıyız ve bunu kabul ettirecek bireyler yetiştirmeliyiz. Yani erkek çocuklarımızı nasıl yetiştirirsek sonuçlarına o kadar çabuk ulaşırız.
Son olarak “Kadınlar Günü” hakkında neler söylemek istersiniz?
Kadın varsa her şey düzene girer. Estetik açıdan da bir kadın eli değmesi ortamı daha da güzelleştirmiyor mu?