MELİS’İN HAYAL KURABİLEN BİR ÇOCUK OLMASI BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR…

Sonay Hanım bir anne olarak kendinizi nasıl tanımlarsınız.

Sanırım bu fazlasıyla zor bir soru. İnsanın kendi anneliğini tanımlaması biraz ilginç bir durum. Bende aslında her anne gibi çocuğuna ilgili ve onun için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir anneyim. Çocuğumla bir anne-çocuk ilişkisi kurmaktan önce onunla arkadaş olmaya çalışan ve çocuğumla geçirebileceğim tüm zamanları en kaliteli şekilde geçirmeye çalışan bir anne olarak tanımlayabilirim kendimi.

Çocuğunuzla nasıl bir gün geçirirsiniz?

Malum çalışan bir anne olduğunuzda mecburen bölünmek zorunda kalıyorsunuz. İşiniz ve ailenize ayırdığınız zamanın ayrımını dikkatlice yapmak gerekiyor ki hem işinize hem de çocuğunuza karşı verimli olabilin. Hafta içleri genelde benim işte, kızımın da okulda olduğu bir süreç oluyor sabahları. İş sonrası zamanlarımızda Melis’le birlikte günümüzün nasıl geçtiğine dair sohbet ediyoruz genellikle. Bunun ilişkimiz adına önemli olduğunu düşünüyorum. Aramızdaki bağı kuvvetlendirmek adına önemli bir iletişim bence çocuğunuzla günlük yaşantınızı paylaşmak. Onun haricinde elimizden geldiğince akşam yemeklerini ailece yemeye özen gösteriyoruz, bunun da hepimiz adına tüm iş stresini üzerimizden atabildiğimiz ve birlikte ortak bir payda da buluşup, vakit geçirebildiğimiz bir alan olduğunu düşünmekteyim. Bunun haricinde, iş günleri dışında, çocuğumun hem kişisel gelişimine yönelik hem de birlikte paylaşımda bulunabileceğimiz aktiviteler yapmaya özen gösteriyoruz. Tiyatro, sinema ya da doğa ile iç içe olabileceğimiz, ailece birlikte keyif alabileceğimiz farklı aktiviteler gerçekleştirmekten çok hoşlanıyoruz.

Annenizden aldığınız ve çocuğunuza hep hatırlattığınız en önemli öğüt ne olmuştur bugüne kadar?

Bizim yetiştiğimiz dönem, o zamanki toplum yapısı, yaşama biçimlerimiz bugünkünden farklıydı tabii ki. Ancak o günden bugüne değişmeyen önemli bir şey var benim için, o da insanları sıfatlandırmaktan kaçınmak. Benim annemden öğrendiğim en önemli şey buydu hayata dair. İnsanların dış görünüşleri, sosyo-ekonomik sınıfları, kültürel seviyelerine göre insanları sınıflandırmanın ve ayrıştırmanın çok yanlış olduğu öğretildi bana her zaman. Hayatta benim ve ailem için en önemli değer “iyilik” oldu. Ben de kızıma her zaman bunu öğütlüyorum; ne olursa olsun, insanların içindeki iyilikleri görmesini ve insanlara buna göre yaklaşmasını. Burada tabii iyiyle kötünün de ne olduğunu düzgünce anlatabiliyor olmak önemli. Kendini korumayı bilen ancak bunu yaparken insanları sınıflandırmayan, ayırmayan bir çocuk yetiştirmek için çabalıyorum.

Anne-çocuk olarak birlikte en çok ne yapmaktan hoşlanırsınız? 

Melis ile birlikte yapmaktan en çok keyif aldığımız şey birlikte hayal kurmak. Hayalleriyle büyüyeceğini biliyorum ve onun hayallerini paylaşmak, kendiminkileri ona anlatmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum. İnsanlar hayalleriyle var olur bence, hayalleriyle gelişirler. Bu nedenle Melis’in de hayal kurabilen bir çocuk olması beni çok mutlu ediyor. Sınırı yok hayal dünyasının, sorduğu sorular karşısında bazen ben bile şaşıyorum çok daha farklı bir pencereden bakıyor hayata, benim de ufkumu genişletiyor her gün, birlikte büyüyoruz.

Aldığınız ilk anneler günü hediyesi ne oldu? O an neler hissettiniz?

Melis’in bana ilk anneler günü hediyesi gülücüğüydü. O farkında değildi verdiği bu hediyenin ama benim hayatta hissettiğim en sıcak, en temiz duyguydu. Onun saflığı, farkında olmadan bana verdiği en güzel hediye oldu. Birlikte, aynı bedende paylaştığımız onlarca ayın sonrasında sanki tüm o zamanları hatırlar gibi gülümsemişti bana, hala da aynı şekilde gülümsemeye devam ediyor.

Çocuk yetiştirmenin keyifli ve zor yanları nelerdir?

Çocuk yetiştirmek, anne olmak çok farklı bir duygu. Bir insanın gerçekten de yaşamadan asla bilemeyeceği türden. Bir insanın yaşayabileceği her duyguyu aynı anda yaşayabileceğinizi düşünün, tam olarak bu bence annelik. Biri için hem mutlu olurken aynı anda endişelenebiliyorsunuz. Belki de koşulsuzca kendinizden, benliğinizden uğruna vazgeçebileceğiniz tek kişi çocuğunuz. Bunun her anne için aynı olduğunu düşünüyorum. Bence evrensel bir duygu bu. Sıcacık, tertemiz. Gerçekten çıkarsız bir duygu annelik.

Anne olmadan önceki düşünceleriniz ile anne olduktan sonraki düşüncelerinizde neler değişti? Neler değişti hayata bakış açınızda?

Anne olmadan önce asla böyle şeyler hissedip, bu kadar fedakar olabileceğimi düşünmezdim. İnsan ne kadar sorumluluk sahibi olursa olsun anne olduğu zamanki kadar olamıyormuş benim ilk anladığım bu oldu. Fedakarlık içerisinde “kar” barındıran bir kelime ancak dünya üzerinde yalnızca annelik için karşılıksız, çıkarsız bir fedakarlık söz konusu. Bunun yanında hem ağlayıp hem gülmenin ne demek olduğunu anne olduğumda fark ettim. 9 ay boyunca karnında taşıdığın, onca zorluk ve stresle büyüttüğün, hiç görmeden bağlandığın ve sevdiğin bir canlının dünyaya gözlerini açar açmaz ilk ihtiyacı olan insanın sen olması, seni tanıması, kokunu içine çekmesi inanılmaz, mucizevi bir düşünce. Tüm bunları anne olmaya, olabilmeye borçluyum.

Anneliğe dair yaptığınız en doğru şey neydi?

Melis bize evrenin bir hediyesiydi. En beklemediğimiz anda gelen bir mucizeydi ailemiz için. Onun için yaptığım en doğru şey vazgeçmemek

oldu. Ondan ve inancımdan hiç vazgeçmedim. Şimdi onunla geçirdiğim onca yılı düşündüğümde iyi ki vazgeçmemişim diye düşünüyorum.

Peki; anne olduğunuzda neler anladınız?

Anne olduğumda ilk fark ettiğim duygu büyüdüğüm oldu. O ana kadar hep küçük bir kızmışım aslında ben şimdi fark ediyorum. Melis’i ilk kucağıma aldığımda ise olgun bir kadın oldum aslında. Daha dik, daha güçlü durmalıydım hayata karşı. Bunların hepsini bana kızım öğretti, onun varlığı. Onunla birlikte daha güçlü ve geleceğe daha umutla bakan bir kadın oldum ben. Geliştim ve dönüştüm onunla birlikte daha doğrusu.

Son olarak çocuğunuzla ilgili nasıl hayalleriniz var?

Çocuğum için en büyük hayalim, mutlu ve huzurlu olacağı bir hayatı olması. Ne iş yaptığı, ne kadar başarılı olduğu değil benim için önemli olan. Başladığı her güne umutla bakabildiği ve gülümseyerek güne merhaba dediği her an benim onunla ilgili hayallerim gerçekleşti demektir.